Medya, dijital araçlar geliştikçe tüketici alışkanlıklarına göre şekillenen kapitalin pazarlama sahası haline geldi. Bu durum medya işçileri arasında hunharca bir köşe kapmaca yarışı başlattı. Sürecin gelişiminde gazeteciler, sinemacılar ve geçimi için medya üretimine bağlı kişiler doğrudan taraf haline gelmiş oldu. Envaı çeşit meslektaş bu yarışta çeşitli kaygılarla kendini sabote etti. Medyaya gelir sağlama amacıyla adım atmak isteyenler yahut kendini tanıtmak, fikirlerini anlatmak isteyenler için iyi bir rehberin bulunmadığı çok açık. Her yeni toplumsal olayda farklı bir dinamiği keşfedilen bu medya kuvvetinde hiçbir lisans programı da yeterli gelmeyecektir. İstisna bir coğrafyada yaşadığımız ön kabulü ile devam edersek, her gün yeni bir pratik, her gün yeni bir analiz fırsatı doğuruyor. Tonlarca kamuoyu araştırmasından daha isabetli sonuçları bir internet dizisinin reytinglerinden edinebiliyoruz. Tüm ulusal gündemi birer cümleye sıkıştırılmış haberlerden takip ediyoruz. Bir reklam çalışmasını haftalarca konuşuyor, alışveriş listemizi sosyal medyamızdan ilham alarak dolduruyoruz.
Arkadaşlarımızla sohbet ederken haftanın viral içeriğine atıfta bulunarak mizah üretmekteyiz. 40 saniyeye sıkıştırılmış hap bilgileri “örneğin bugüne değin satılan en pahalı tiyatro biletinin 2017 yılında bin 150 dolara satıldığını” bildiğimiz için memnuniyet duyabiliriz. Bu halde sayısız içeriğin birbirinin aynı olduğu durumlar kaçınılmaz hale gelmektedir. Sosyal medya hesaplarımızda aşağı yukarı kaydırırken tükettiğimiz içerikler öylesine kopya hale geliyor ki, özgün içerikler kaybolmaya yüz tutmuştur.
Durum medya işçileri için iki yol çizmektedir. Çoğunluğun tükettiği içeriklere odaklanmak yahut özgün içerik üretimi hedefleyerek yapılmayanı yapma uğraşı halinde olmak. Son zamanların çok izlenen dizileri ya da çok takipçili haber sayfaları ve benzeri içerik üreticileri ve ürünler farklı olmaktaki ısrarları üzerine başarılı olmuşlardır. Bugün taklitlerine sıkça rastladığımız bu ürünler, içerik üreticileri ve medya işçileri için önemli birer araştırma sahasıdır.
Medya çarkları arasında var olma mücadelesi veren medya işçileri, iletişimciler çağın sorunlarını yukarıdaki örneklerinde yaptığı gibi iyi analiz etmeli ve çözümler getirmelidir. Bunu yapabilmeleri içinse kişisel gelişimlerini, teknik becerilerini, var olmak istedikleri alana göre geliştirmelidirler.
Yapılması gereken ilk iş ne yapmak istediğini öğrenmektir.
Abdullah Said Tozlu
Comentarios